Uzman Psikolog, Psikoterapist
SABAHAT ERLER

Hepimiz Birer Ergendik



HEPİMİZ BİRER ERGENDİK 

Anlaşılamadığımızı düşündüğümüz, sorunlarımıza çözümler bulamadığımız, çaresizce günlerimizi gecelerimizi geçirdiğimiz, küçücük bir sivilcemiz için kocaman bir ruhsal sarsıntı yaşadığımız, bir kız ya da erkek arkadaşımız tarafından beğenilmediğimizde ya da reddedildiğimizde yaşamaktan vazgeçmeyi bile göze alabildiğimiz, anne babalarımızla bitmeyen bir çatışma içerisinde yer aldığımız, huzursuzca, mutsuzluklarla dolu, karamsarlıklarla geçen günler, aylar hatta yıllar..

Yukarıdakilerin bir kısmı, belki hepsi ve hatta nicesi tanıdık geliyor sanki yıllar öncesinde yaşamlarımızın bir dönemine dair.. Ama yaşamışlıklarımıza rağmen çoğu zaman hala anlayamıyoruz değil mi çocuklarımızın nasıl bir dönemden geçtiklerini.

Evet bir yandan bizlerin de geçirmiş olduğu ergenlik dönemini gözlerimizin önünden geçirirken bir taraftan da kimdir bu ergen, neden bu kadar sorunlar yaşar, neden anlaşılmaz ve biz anne babalara düşen görevler ve yaklaşımlar nelerdir onları daha iyi anlamaya yönelik bir göz atalım.

Ergenlik dönemi 11-21 yaşları arasında yer alan, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olup; bedensel ve ruhsal bir değişim sürecidir. Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma kavramları gelişir. Vücut hormonlarından cinsiyet ile ilgili olan östrojen veya androjenlerin üretimi bu dönemde artış gösterdiğinden ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir.

Ergenlikte beslenme pek sağlıklı değildir; genellikle dengesiz beslenme görülür. Ergenler abur cubur yerler ancak yeterli beslenmezler.

Gençler hızlı beden gelişmelerine karşı değişik tepkiler gösterebilirler.Bu tepkilerin bir bölümü sevinç bir bölümü üzüntü şeklinde olabilir.

Ergenlik döneminde cinsel uyanışla birlikte yeni ruhsal tepkiler ve davranışlar belirmeye başlar.Dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğu gider yerine oldukça tedirgin,kuruntulu,güç beğenen ve çabuk tepki gösteren bir ergen gelir.

Duyguları çabuk iniş ve çıkışlar gösterebilir.Çabuk sinirlenir,çabuk üzülür, çabuk sevinir ve olur olmaz şeyleri sorun yaparlar.

Tepkilerini önceden kestirmek zordur.

Çalışma düzenleri bozulur,bencilleşir,istekleri artar, konulan yasakları saçma ve kendine tanınan hakları yetersiz bulurlar.

Evdeki kuralların çokluğundan ve sıklığından yakınırlar. Anne-babaların uyarılarına birden tepki gösterir,kabalaşır,ters cevaplar verir.”Bana karışamazsınız, ben çocuk değilim” gibi söylemlerde bulunurlar.

Ergen büyümek için sabırsızlanır ancak çocuksu davranışlarından da birden kurtulamaz.

Ergenlik dönemi bağımsızlık dönemi olduğundan; genç evden kopar,çevreye yönelir.Bu dönemde evde oturmak ergenlere işkence gibi gelir.

Evde anne-babaları tarafından arkadaşlarının eleştirilmesini tepki ile karşılar, onlara söz söyletmek istemezler.

Daima kendilerine bir örnek seçerler. Ergenlik dönemi kendini, öz kimliğini arayış sürecidir.

Peki böyle zor bir dönemi anne-babalar olarak nasıl aşmalıyız?

Her şeyden önce ergenlik ve gençlik çağının çalkantılı ve çetin bir dönem olduğunu kabul etmeliyiz. Anne-babalar olarak gencin tepkileri ve çelişkili tutumları karşısında soğukkanlı kalabilmeliyiz. Ergenlik döneminde dayağın tehlikeli ve geri tepen bir silah olduğunu, aile ilişkilerinde onarılması güç yaralar açabileceğini bilmeliyiz. Genel bir kural olarak eleştirileri gencin kişiliğine değil beğenilmeyen söz ya da davranışına yöneltilmeliyiz. Çocuğumuza güvensizlik göstermek ve bunda ölçüyü kaçırmanın çok daha büyük sonuçlara neden olabileceğini unutmamalıyız.

Başka önemli bir kuralda ayrıntılar üzerinde çocuğumuzla sürtüşmeye girmemektir.Saç biçimi,giyim,kuşam,oturuş,kalkış vb. konular üstünde çok durmak,gereksiz tartışmalara girmek anne baba olarak,çocuk üstündeki otoritesini aşındırır.Her konuyu sorun yapmak yerine önemli konular üstünde durmak daha doğru olur ve çocuğumuzu eleştirilerle,uyarılarla ve ümitlerle bunaltmak onu inatlaşmaya iter.Anne baba olarak tutarlı olmalı, çocuğumuzun iyi ve güzel davranışlarını gözleyip teşvik etmeli ve davranışlarımızla çocuğumuza olumlu örnek olmalıyız.Onlara bir arkadaş gibi de yaklaşabilmeliyiz.

Evet, ergenlik döneminin sonunda fiziksel, ruhsal ve cinsel gelişim tamamlanır. Ergenlik dönemindeki psikolojik değişim ile birey, öncelikle yeni bir kimliğe bürünür. Bu kimlik bireyin gelecekte toplumda üstleneceği rolün belirlenmesi açısından oldukça önemlidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişkin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı zor bir dönemdir. Anne ve babalar olarak, bu zorlu dönemin kolay geçirilebilmesi için çocuklarımızla empati kurabilmeli ve hepimizin geçmişte birer ergen olduğunu asla unutmamalıyız.